Karar No : 2019/MK-272
BAŞVURUYA KONU İHALE:
2011/182866 İhale Kayıt Numaralı “Devrek Orman İşletme Müdürlüğü Merkez, Km.18 Ve Tefen Satış İstif Yeri Depoları Orman Emvali İstifi” İhalesi
KURUM TARAFINDAN YAPILAN İNCELEME:
KARAR:
Devrek Orman İşletme Müdürlüğü tarafından yapılan 2011/182866 ihale kayıt numaralı “Devrek Orman İşletme Müdürlüğü Merkez, Km. 18 ve Tefen Satış İstif Yeri Depoları Orman Emvali İstifi” ihalesine ilişkin olarak istekli Adem BUDAK itirazen şikâyet başvurusunda bulunmuş ve Kurulca alınan 30/01/2012 tarihli ve 2012/UH.1-641sayılı karar ile “4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (c) bendi gereğince itirazen şikayet başvurusunun reddine” karar verilmiştir.
Davacı Adem BUDAK’ın vekili tarafından anılan Kurul kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılan davada, Ankara 12. İdare Mahkemesi’nin 14.02.2013 tarih ve E:2012/1000, K:2013/286 sayılı kararı ile “davanın reddine” karar verilmiştir.
Anılan Mahkeme kararının temyizen incelenmesi neticesinde Danıştay Onüçüncü Dairesi tarafından alınan E:2013/1670, K:2019/1273 sayılı kararda “İdarenin, şikâyet ve itirazen şikâyet süreçleri sona ermeden ihale üzerinde kalan istekli ile sözleşme imzaladığına ilişkin 1. iddianın incelenmesi neticesinde;
Uyuşmazlık konusu olayda, davacının 29/11/2011 tarihinde idareye şikâyet başvurusu yaptığı, bu başvurunun ihaleyi yapan idare tarafından 02/01/2012 tarihinde esastan reddedildiği, akabinde davacı tarafından Kamu İhale Kurumu’na 05/01/2012 tarihinde itirazen şikâyet başvurusunda bulunulduğu, itirazen şikâyet süreci devam ederken ihaleyi gerçekleştiren idare ile ihale üzerinde kalan istekli arasında 02/01/2012 tarihinde sözleşme imzalandığı görülmektedir.
Bu durumda, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 55. maddesinin açık hükmüne rağmen, şikâyet ve itirazen şikâyet süreci tamamlanmadan idare ile ihale üzerinde kalan istekli arasında sözleşme imzalandığı anlaşıldığından, dava konusu Kurul kararının bu kısmında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
İhale üzerinde kalan isteklinin yapmış olduğu aşırı düşük teklif açıklamasının hukuka aykırı olduğuna dair 2. iddianın incelenmesi neticesinde;
Uyuşmazlık konusu ihaleye iki istekli tarafından teklif sunulduğu, isteklilerden Ahmet Budak’ın 32.730-TL, davacının ise 33.798,05-TL tutarında teklif verdiği, ihalenin yaklaşık maliyetinin 74.144,70-TL olduğu, ihalenin aşırı düşük teklif açıklaması kabul edilen Ahmet Budak üzerinde bırakıldığı, ancak dava konusu Kurul kararında, ihalenin niteliğinin aşırı düşük teklif açıklaması yapmaya uygun olmadığından bahisle ihalenin açıklama yapılmadan sonuçlandırılması gerektiği yönünde karar verildiği görülmektedir.
Uyuşmazlık konusu ihaleye iki isteklinin teklif vermiş olması ve yaklaşık maliyete oranla teklif ettikleri bedellerin düşük olması sebebiyle ihalenin aşırı düşük teklif açıklaması yapılarak sonuçlandırılması gerekmektedir.
Öte yandan, ihalenin niteliği aşırı düşük açıklaması yapılmasını engelleyecek nitelikte görülmediğinden dava konusu işlemin bu kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklama yapan isteklinin teklif zarfının üzerinde idarenin adı, adresi ile isteklinin tebligat adresi ile kaşesinin bulunmadığına ilişkin 3. iddianın incelenmesi neticesinde;
4734 sayılı Kanun’un 5. maddesinde belirtilen temel ilkelerin idarelerce sağlanıp sağlanmadığına ilişkin olarak yapılacak itirazen şikâyet başvurularının “başvuru sahibinin iddiaları” kapsamında incelenip sonuçlandırılmasında Kanunla yetkili kılınan davalı idarenin, yalnızca “şikâyet başvurusunda yer alan hususlara” yönelik inceleme yapmasını öngören İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Yönetmelik hükmüyle yasal yetkisinin sınırlanamayacağı, davacının itirazen şikâyet başvurusunun Kanun’a aykırı düzenleme içeren Yönetmelik hükmüne göre değil, Yasa hükmü esas alınarak değerlendirilmesi gerektiği, şikâyet başvurusunda değinilip değinilmediğine bakılmaksızın itirazen şikâyet başvurusunda yer alan tüm iddiaların değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, dava konusu işlemin bu kısmında da hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır..” şeklinde gerekçe belirtilerek Ankara 12. İdare Mahkemesi’nin anılan kararının bozulmasına ve dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Anayasa’nın 138’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28’inci maddesinin birinci fıkrasında, mahkemelerin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan kararın icaplarına göre Kamu İhale Kurulunca işlem tesis edilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, 4734 sayılı Kanun’un 65’inci maddesi uyarınca bu kararın tebliğ edildiği veya tebliğ edilmiş sayıldığı tarihi izleyen 30 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava yolu açık olmak üzere,
1-Kamu İhale Kurulunun 30/01/2012 tarih ve 2012/UH.I-641 sayılı kararının iptaline,
2- Anılan Mahkeme kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda, başvuru sahibinin 2’nci ve 3’ncü iddialarının esasının incelenmesine,
Oybirliği ile karar verildi.